Yine ve yeniden perakende yasası
Yasa, belki de ilk kez bu kadar çıkmaya yakın. Ve elbette, yasayı beğenenler olduğu kadar, yanlış olduğunu düşünenler de var. Sektörün aktörleri farklı olunca, yasayı kendi cephelerinde, ‘yeterli/yetersiz’ olarak analiz eden kurum ve kuruluşlar, önümüzdeki süreçte, bakalım ne gibi aksiyonlar gösterecek?
Gündeme alınıp TBMM’den çıkar mı?
Hep bir umut işte…
Ve ne zaman ‘umut’ geçse sözlerimde hemen hatırlarım Orhon Murat Arıburnu’yu.
Ne de güzel de yazmış hepimiz için:
Dünya döndükçe,
Umut, fakirin ekmeği
Ye Mehmet ye
Ye Mehmet ye!
Yalın tespit
Perakende, bu ülkenin lokomotif sektörü.
Ve hatta dünyanın eksilmeyen trendi; göz bebeği…
Söz gelimi; bu ülkede çalışan her 6 kişiden biri, bu söktöre hizmet ediyor.
Yüzde 6 gibi büyüme hızıyla, her dönem adeta itici güç.
Organize perakende oranı arttıkça, kayıt dışı ekonomi de küçülüyor.
Toplam hacim 300 milyar dolar seviyesini çoktaaan geçti.
Satırbaşı örnekleri daha da artırmak mümkün…
Peki, böylesi etkin devasa bir sektörde, niye yıllar yılı ‘saldım çayıra, mevlam kayıra’ gibi yöntemlerle ve olmayan düzenlemeler ile sektöre yön verilmeye çalışılıyor?
Anlamak, mümkün değil elbet.
Ama özet belli;
yetkili/yetkisizler sektörü iki ayrı cenahda gördüğü için, ne ordan/ne burdan görünüp ‘gittiği yere kadar’ minvalinde. Hepsi bu…
Bıçak kemiğe dayanmış; köprülerin altından çoook sular geçmiş, koşullar ve denge farklılaşmış; dün ‘evet’ diyenler, bugün pek çok karara ‘hayır’ pozisyonuna geçmiş…
Ve bilmem kaç kez hazırlanmış olan yasa; yine gündemde.
TBMM’de sırası gelirse, öyle ya da böyle yeni bir yasa çıkarılacak…
Ha’di bir kaç not daha
Çok kuruluştan fikir almak elbette iyi. Önemli olan analizi doğru yapabilmek. Ve hakikaten diyorum ki, en temel noktaları bile yeniden tariflemek şart/tı.
Çünkü, dün geçerli olan bakkal, market, süpermarket, hipermarket, büyük mağaza, indirim mağazaları, ketegori mağazacılığı, alış-veriş merkezi gibi kavramlar; günümüzde biçim de değiştirdi.
Tanımlamayı doğru yapamazsanız, bu yapılanmaları gerekli denetim ve de yönetimini de beceremiyeceğiniz aşikar.
Yeni yasa düzenlemesine baktığımızda, çok yeni bir şey yok aslında. Ve aslında bu düzenlemeler yine ‘uygulanabilirlik’ ile yakından ilgili.
Yazılı düzenlemelerde suya sabuna dokunur gibi sözler olsa da, şimdiden alternatif önlemler konuşulmaya da başlandı. Ve hiç bir yerde ne çalışma saati, ne pazar tatili gündemde…
Söz gelimi özel primler ve bedellerin önüne geçilmesi planlanıyor/muş?
İyi de nasıl?
Al gülüm/ver gülüm…
İhtiyaçlara cevap verecek mi?
Bunu o kadar önemsemeyin aslında.
Önemli olan, TBMM’nin öyle ya da böyle, perakende ile ilgili bir düzenlemeye gitmesi.
Elbette bir seferde her şeyin en iyisini/doğrusunu yapacak halleri yok. Ve elbette, her kesimi mutlu edecek düzenlemeleri de yapamazlar. Ancak, gerçekten de bu daha başlangıç. Arkası uygun ekler ile gayet iyi düzenlenerek, çok daha olumlu yapıya geçebilir.
Söz gelimi küçük ölçekli üreticileri korumak, populist bir yaklaşım da olsa, en azından gönül isteğini ifade eder. İyi niyeti simgelemesi açısından da önemlidir nitekim. Ve ne yazık ki, yaşlı dünyamız hızla, daha büyüklerin eline doğru gidiyor…
Ve yine, iyiniyet göstergesi olarak gördüğüm; kaybolmaya yüz tutmuş mesleklerin de AVM mantığı içersinde konuşlanabilmesi. Bu konudaki düzenleme ne kadar yaptırım gücüne sahip; göreceğiz. Zira, metrekare kira bedelleri nasıl karşılanacak ki? Ama, yine de çok anlamlı…
Örneğin; direk başıma geldiği için biliyorum ve yazımdan da hatırlayacaksınız; bu devasa satış mekanlarında, acil sağlık birimi eksikliği inanılır gibi değil. Zorunlu hale gelmesi son derece mantıklı.
Nitekim; yakın süreçte, ayrıca özel sağlık kliniklerinin de bu ortamlarda yer almasına hiç şaşırmayın.
Bakanlar Kurulu’nda
Top, pardon yasa, belki de ilk kez bu kadar çıkmaya yakın.
Ve elbette, yasayı beğenenler olduğu kadar, yanlış olduğunu düşünenler de var. Sektörün aktörleri farklı olunca, yasayı kendi cephelerinde, ‘yeterli/yetersiz’ olarak analiz eden kurum ve kuruluşlar, önümüzdeki süreçte, bakalım ne gibi aksiyonlar gösterecek?
Yasaya destek verenlerin ortak isteği, artık alışılan yöntem gereği ‘torba yasa’ ile bu işin tamamlanması.
Zaman en iyi yanıt.
Ve isterseniz; yazının en başındaki dört satırlık şiire yeniden bir göz atın.