Rekabet ve gelecek
“Gelecek, daima sizin bu günü terk etmeye hazır olmanızdan biraz daha önce gelir.” Profesör Roger Blackwell
Rekabetin henüz hız kazandığı dönemlerde işler daha farklı ve biraz da bu nedenle daha kolay yürüyordu perakendecilikte. Öyle ya, almak ve satmak asırlar boyu süren bir olguydu ve doğallıkla da öyle olacaktı, oldu ve oluyor da. Ülkemiz dışında yaşanan bu sürecin bize de sirayet edeceğini söylemek pek kehanet olarak sayılmazdı veya sayılmamalıydı. En azından bunu söyleyen ve yazanlardan biriydim. Aman öyle kâhin olarak ortaya çıktığımı sanmayın sakın. Dün bazı şirketlerin yaşadıkları bu gün diğer kuruluşlar tarafından yaşanmıyor mu? Yazılanları ve anlatılanları es geçenler hiç mi yok?
“Gıda Maddesi Perakendeciliği
Başlangıçta sokak pazarı ve köşedeki dükkân vardı. Süpermarketler çok sonraları ortaya çıktı.
Süpermarketlerle beraber rekabet başladı. Zararına satışlar, alışveriş merkezleri, hipermarketler, park yerleri ve bunun gibi bir sürü şey ortaya çıktı. İnsanlar, alışverişlerini kendi yakın çevrelerinde yapmak yerine, alışveriş yapmak için başka bir yere gitmeye karar verdiklerinde rekabet başladı. Markalı malların fiyatları düşürülürken, kalitenin fazla fiyatla satılabileceği taze meyve ve sebzelerde fiyatlar yükseltildi. Özel ürünler ve butik alışverişi ortaya çıktı. Rekabetçi baskılar şiddetlendi. Bu alanda bütünleşmiş değerler aşaması henüz başlamadı. Alışverişle eğlenceyi birleştirmeye yönelik birkaç girişim var; örneğin, Kanada Edmonton’daki dev alışveriş merkezi kilometrelerce uzakta oturanları kendine çekiyor (uçakla gelenler bile oluyor). Oraya yalnızca alışverişe değil eğlenceli bir gün geçirmeye gidiyorsunuz; çeşitli eğlenceler, buz pateni, vitrinlere bakma, yemek yeme ve bunların yanı sıra biraz da alışveriş. Bütünleşmiş değerler sağlayabilecek çok çeşitli yollar var; telefonla evden alışveriş, sizin yerinize alışveriş yapacak alışveriş acenteleri, videoyla alışveriş vb. Postayla sipariş işinin hızla büyümesi, alışverişte kolaylığa verilen önemi göstermektedir. Gelecekte alışveriş yapanları psikolojilerine göre ayırma gereksinmesi daha da büyüyecektir. Kimileri için alışveriş bir zevk, kimileri içinse görevdir.”
Edward De Bono, Rekabet Üstü, s. 113 – 114, Haziran 1996, Remzi Kitabevi
Bono’nun Rekabet Üstü adlı kitabının ilk yayın tarihinin 1992 olduğunu anımsatmak isterim.
Bu süreçler size de sanırım hiç yabancı gelmiyordur. Tabii ki postayla alışveriş bugün yerini internet alışverişine bırakıyor. Bu gün bir metro istasyonunda bile akıllı telefonla alışveriş yapabiliyorsunuz, üstelik sanal mağaza metrodaki duvarlarda yer alıyorken. Bilim kurgu romanı gibi devam edelim biraz daha. Ancak unutmamalıyız ki birçok hayal edilen bu gün gerçek oldu ve oluyor da.
RFID kullanımı ve bir alıntı daha yapmak istiyorum.
“Yakın zamanda RFID etiketleri dünyanın her yerindeki trilyonlarca tüketici ürününü takip edebilecektir. İmalatçılar ve perakendeciler her bir ürünün yapılmaya başlandığı andan kullanılıncaya ve hatta elden çıkarılıncaya kadar geçen zamanda nerede olduğunu bileceklerdir. Aşağıda tüketici ürünlerinde RFID etiketlerinin nasıl kullanılacağı yer almaktadır:
• Alışveriş listenizde yer alan ürünlerden bir tanesi de süttür. Süt kutularında sütün imal edildiği tarih ve son kullanma tarihinin yer aldığı akıllı etiketlerden bir tane yer alacaktır. Sütü market arabanıza yerleştireceksiniz ve kasaya doğru ilerleyeceksiniz.
• İçinde etiket okuyucu olan kapıdan geçtiğiniz anda süt ve market arabanızda yer alan diğer bütün ürünler otomatik olarak sayılacaktır. Yaptığınınız alışverişten elde edilen bilgiler bankanıza gönderilecek ve böylece alışveriş yaptığınız miktar hesabınızdan düşülecektir. Ürün imalatçıları sizin hangi ürünü aldığınızı bilecek ve mağazalarda hangi ürünü yeniden sipariş vermeleri gerektiği konusunda bilgi sahibi olacaktır.
• Buzdolabınızda da bir tane etiket okuyucu yer alacağı için hangi ürünlerin yenilmesi, atılması ya da yenilenmesi konusunda size güncel bilgi verecektir.
• Herhangi bir kutuyu çöpe ya da yeniden dönüşüm kutusuna atmanız halinde buzdolabınız ürünü alışveriş listenize ekleyecektir.”
Grace I. Kunz, Perakende Planlama, s. 55 Scala Yayıncılık
Bu arada işin etiketli ürünü her yerde izleme kısmı Amerika’da tepki gördü. Asıl tepkinin tedarik zinciri sonrasında olduğunu belirtmeliyim. Ülkemizde de kullanımı olan bu etiketler ile ilgili yönetmelik Avrupa standartlarındadır.
Bir tarafta rekabet, diğer bir tarafta teknolojinin geldiği nokta, işin içine ister kehanet isterseniz de tahmin deyin, köprülerin altından daha çok su akacak gibi görünüyor.
Bir söz vardır; ‘ söz uçar, yazı kalır ’ der. Oysa seslerin de hiç kaybolmadığı söylenir. Doğallıkla yazı somut olarak kalıcıdır. Bazı şeyler vardır, hep hatırlanır. Bazıları ise unutulur gider. Bazen kutlanır ve unutulmazlar arasında yer alır. Aranır belleklerde ve gönüllerde iz bırakanlar. Bazen bir şiir olur çıkarlar karşınıza, bazen bir yazıda veya bir şarkıda hayat bulurlar. Bazen bir haberdir o, bazen de sizin sesiniz ve düşünceniz olarak çıkar karşınıza. 200 sayıdır olduğu gibi. Tüm emeği geçenlere saygıyla...