Perdeyi Açmak

Başarılarımız, yaptığımız kötü hareketlerden daha çok düşman kazandırır. Jefferson

Açılış, günün anlam ve öneminin dışında uzun süren çalışmaların ilk gün ışığına çıktığı an belki de. Eski market açılışlarını düşündüm Ergün GÜLER ile gittiğimiz bir market açılışında. Ürünlerin kasadan dönmemesi, dönmeyecek düşüncesi ve çabası bazı mağaza açılışlarının odak noktalarının başında gelmekteydi doğal olarak. Bazılarında ise tek odak noktasıydı. Aradan geçen zaman açılışlarda yaşanan bu problemi gündemden düşürdü, çünkü organizasyon açılışlara yansımakta ve damgasını da vurur hale gelmişti. Perakende de yayılan organize planlamalar ve çalışmalar neticesinde, uzun dönemdir saatli açılışlar yapılır hale gelinmiştir.Geçmiş dönemlerde bırakın saati günü bile tutturmak bazen mümkün olamıyordu. Zaman, zaman zamana karşı yapılan imkanları zorlayan bu tarz açılışlarda kazanılması için davet edilen yüzlerce müşteri tepkili birer anti market müşterilerine dönüşebiliyorlardı! Oysa ( ki o zamanda sayılamayacak kadar çok organize açılışlar vardı ) günümüzde adeta bir oyunun galası gibi açılışlar yapılıyor ardı ardına. Bir iş sanatı terimini haklı çıkarırcasına. Ergün GÜLER katıldığımız bir açılışta çiçeklerin çokluğu karşısında şöyle demişti; daha faydalı bir şekle dönüşemezler mi? Olabilir miydi? Daha açılış bitmeden çoğu çiçek heba olmuyor mu? Kendisi konuyu artık bir çok kuruluşun her geçen gün daha da duyarlı hale geldiği sosyal sorumluluk projelerine dayandırdı, ben ise gene de çiçeklerin ayrı bir renk kattığından dem vurdum. Çiçekler üzerinde konuşurken, açılış için çalınan müzik kulakları sağır etmekteydi! Ne çalındığına gelince, ki bunu sanırım çalanlar dahi bilmiyor ya da en azından ne çaldıklarını duymuyorlardı. Oysa bir çok açılışta konuklar çalan müziği keyifle dinliyor ve eşlik ediyorlar. Açılış için geri sayım devam ettikçe, dışarıda ki konuklarda daha kalabalıklaşıyorlar ve coşku artıyor. Sanatın her türüne saygım sonsuzdur. Ancak bazı noktalarda ki palyaço gösterileri asla palyaço gösterisi değil! Bir noktayı özellikle belirtmek isterim; palyaçoluk çok ama çok zor bir sanat dalıdır. Çocukları güldürmek sirklerdeki kadar zordur! Tabii, açılışlarda ve davetlerde de konukları memnun etmenin zor olduğu gibi! Amacım, içerde yapılan organize çalışmaların dışarıya her yerde aynı oranda yansımadığına dair oluşan bazı izlenimlerime dikkat çekmek içindi! * * * 2006 yılı 2007ye yaklaşırken perakende açısından da önemli dönemeçlere sahne olan bir yıl oldu ve halende oluyor. Farklı dinamikleri bir araya getiren 06, hem içte hem dışta sektörel gelişmelerin de yaşandığı ve yaşananların daha yakından takip edildiği bir yıl. Globalleşerek büyüyen perakendeciliğimiz de atılan önemli adımlar iştah kabarttığı kadar dikkat de çekici! Dışta Ramstorelar ile başlayan süreç önemli oyuncuların almak için elindekileri masaya sürmek istemelerine sahne oluyor. Satılır ya da satılmaz, bu alan ve satanın bileceği bir iş doğal olarak ama bir pazara açılmanın veya o pazarda söz sahibi olmanın adresleri olarak gösterilen yerler gurur vericidir. İçte onlarca yeni ve organize yatırım var ve sayıları her geçen gün artıyor. Ulusal bazlı önemli satın almalar yaşandı ve halende gündemini bir şekilde koruyor. Eski bir çok operasyonda mağaza yerleri alınırdı çokça, bu gün bir çok mağaza sadece renk ve tabela değiştirilerek yola devam edilebiliyor. Çünkü, iyi ve gelişmiş bir alt yapı yatırımı var ve yapacak çok fazla şey bırakmayabiliyor. Bazı önemli satın almalarda alınan tarafın bazı konularda alandan daha iyi olduğu alanlarca da kabul ediliyor ve uygulama yayılarak devam ediyor. Mağazacılıkta aynı dili konuşanların sayısı artıyor ve artacakta. İşte burada keyif alıyorum sektörün iyi ve güçlü gelişimi ile etik değerlerin oluşabilmesi tüm sektörü içindekilerle beraber büyütecektir bu bağlamda önemli görevlerimiz var ve olmalıda. 06da her yönü ile Market Yasa Tasarısı gündemde ki yerini artarak korudu bakalım 07de neler olacak? Gene de yeni yılın beklentilerini yeni yıla bırakalım ki yeni yazımız da şimdiden belli olsun. Daha 06da zaman var ve günümüz perakendeciliği için de, global perakendecilik için de bir çok yeniliği gündeme getirebilir. Bu tip soruların başında ise Wal- Martın gelip gelmeyeceği sorusu yatıyor. Bu konuda yorum yapmaktansa Artur Schopenhauerin bir sözünü anımsatmak istiyorum. Bazı olayları çözmemiz mümkün değildir, biz kendimizi her türlü hayat şartlarına hazırlamalıyız. Evet yaklaşan yeni bir yıl, yenilikler, açılışlar ile dolu ve hep iyiye güzele açılan perdeler eşliğinde...