Daha çok mağaza, daha fazla ürün, daha ucuz ürünler, daha fazla kâr, daha pahalı ürünler, daha iyi programlar, daha hızlı kasalar, daha fazla verimlilik, daha iyi personeller, daha iyi yönetim, daha, daha, daha.Yetmedi, yetmiyor derken daha gidecek çok yol olduğu gerçeği bir yana, işimi daha henüz bitirdim derken, bir perakendeci ya da şirketi daha bambaşka konular çıkıveriyor karşısına, karşılarına, karşımıza. Perakende dünyası bu, kurguyu gereken doğrultuda kuranlar ve kurulan kurguya katılmak isteyenlerin dünyası bu. Bu kurguya katılmama konusunda ısrarcı olmak konusunda da cömerttir perakende dünyası, daha fazla yutulan olmak kaydıyla.Yutan olmayayım diyenlere elbette bir sözüm yok, saygım var. Ancak yutulan olmamak da bir kılıç kuşanışı, yoğurt yiyişi misali olmalı. Bu örnekleri de sıklıkla görmeye başlamadık mı? Etik kurallar, rakip ama meslektaş olabilmek ve daha birçok güzel örnek. Yazıda belirtmek istemiyorum, çünkü izin almadım satırlara taşımak için ama PERDERde bunun güzel örneklerine şahit oldum. Bilenler ve bilmesi gerekenler de biliyor zaten, bir gizi aralamadım. Buna daha fazla organize olmak demek yerine, daha çok etik kurallar ile daha fazla birliktelik demek, daha doğru geliyor bana.Daha fazla organize olmalıyız diyenlere de daha fazla seçenekler var perakende dünyasında.Hasan Yancılın başkanlığında farklı bir çizgi yakalayan BALBAK: Balıkesir Bakkallar Odası, bunun en güzel örneklerinden biri. İSMARdan ders çıkaran, PER-DERden ilham alan bir yapı. Perakende dünyası hakkında yaptıkları çalışmalar önümüzdeki dönemlere ışık tutacak nitelikte. Daha çok çalışmak gerekiyor. Çünkü perakende gemisinin yakıtı bu Ve diğer gemilerin nerede oldukları, rotaları, yükü vb. sürecinden geri kalmamak içinde bu gereksinim var. Ya yolcular? Yani müşterilerimiz. Daha çok yolcu almalıyız. Balık istifi olsa ne olur demeyin! İşin memnuniyet derecesi her geçen gün daha zorlaşıyor ve daha fazla önem kazanıyor! Mağazacılığın temel prensiplerinden biri de Geri dönmeyecek bir ürünü geri dönecek bir müşteriye satmaktırtır. Müşteri memnuniyeti ve geri dönüşümü çalışmaları mağaza sayısının artış hızına paralel bir hızda gelişmedi belki ilk zamanlarda ama şu an elemelerden elemana, çalışanlardan eğitime hızla devam ediyor ve edecek de. Daha iyi mağazacılık yapmalıyız. Bu tip örnekler günden güne çoğaldıkça, müşterilerin beklentileri de bu doğrultuda gelişti, gelişiyor ve gelişmeye de devam edecek. Uygulamak istemeyenler içinde, perakende dünyasında yer var elbette, şimdilik. Dev bir yolcu gemisinin mürettebattın onda biri yolcu ile kalkması gibi bir şey bu. Cepten yeme konusunda iştahlıdır, perakende dünyası. Gün geçtikçe daha fazla globalleşir perakende dünyası. Değerli hocam rahmetli Yaman Özgünün bu konudaki sözünü gene yazmadan duramayacağım. Globalleşen dünyanın glokalleşen perakendeciliği Evet daha fazla global olmalıyız. Ama daha fazla lokal olmadan nasıl daha fazla global olabiliriz? Globalleşme ise konu, işte bir örnek. Perakende.orgdan bir haberin başlığı; ABD ve Avrupada milyonları peşinden koşturan iPadler Türkiyede gıda reyonlarıyla iç içe girince olay yurt dışına taşındı. Görüntüler Avrupa ve ABD tepe yöneticilerine ulaştı. Migrosa dava konusu gündeme geldi. Konu bu aşamaya geldiyse, dava açısından yorum yapmak bana düşmez. Ancak perakendenin küreselleşmesi derseniz, bence örnek bu bağlamda güzel derim. Gene de yorum sizlerin.Daha fazla lokasyonlara ulaşmalıyız. Hem ülkemizde hem de yurt dışında. Yurdumuz açısından, bu hızda gidersek mağaza kapsama alanında yer kalmayacağı kesin. Ulusallardan sonra yerel zincirlerde bir süredir farklı il ve bölgelere açılıyorlar. Darısı, yurtdışına.Her şey daha iyiye gidiyor. Perakende dünyası iyi olan her şeyle beslenir ve besler. İyi kalın