Bir damla suda kopan fırtına
Türkiyede ambalajlı su pazarı 2010 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3 büyüyerek 9 milyon 300 bin litrelik bir kapasiteye ulaştı. 2011 yılında sektörün yüzde 5lik bir artışla 9 milyon 800 bin litre olması bekleniyor. Bu dev pazarda son dönemin en önemli gündem konusunu ise sağlıklı suyun cam şişede mi yoksa PET şişede mi içileceği sorusu oluşturuyor. Yetkiller, PET şişe ile cam şişenin artıları ve eksileri olduğu yönünde görüş bildirirken, bu ikilemdeki son kararı tüketicinin vereceği tahmin ediliyor

Uğur TATLIDünyada ve Türkiyede yaşanan çevre sorunları, iklimsel değişikler gibi nedenlerle her geçen gün içilebilir nitelikte olan güvenilir suya talep artıyor. Yetkililer, bu güvenliği sağlayan en önemli faktörün belirli standartlara uygun, ambalajlı su olduğunu belirtiyor. Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) verilerine göre 2007 yılında 2,5 milyar TL olan ambalajlı su sektörünün büyüklüğü, 2011 yılında 4 milyar TLye yaklaştı. 2009 yılında 126 litre olan kişi başı ambalajlı su tüketimi 2010da 128 litreye çıktı. 2011de ise beklenti kişi başına tüketimin 135 litreye ulaşması. Doğrudan 10 bin, dolaylı olarak ise 70 bin kişiye istihdam sağlayan sektörde yerli ve yabancı yaklaşık 250 firma rekabet ediyor. Bu dev pazarda son aylardaki en büyük tartışma konusunu ise cam şişede içilen suyun, PET (polietilen teraftalat) şişe ve damacanadan (polikarbonat) içilen suya göre daha sağlıklı olduğu ve PET şişeden tüketilen suyun insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dair çıkan haberler oluşturuyor. Piyasada PET şişe ve damacana su ile yer alan markalar, Türk Gıda Kodeksine uygun olarak üretim yaptıklarını, Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından gerekli analizleri yapıldıktan sonra yine Bakanlığın izni ve denetimi altında ambalajlamanın olduğunun altını çiziyor ve PET şişe suyla ilgili çıkan haberlerin bilimsel verilere dayanmadığı görüşünde birleşiyor. Öte yandan cam şişe su satan markalar, suyun cam şişeden içiminin daha lezzetli ve sağlıklı olduğu görüşünü savunuyor. Bu tartışmadaki cam şişe mi? PET şişe mi? ikileminde son kararı tüketicinin vereceği tahmin ediliyor.Sektörde ciddi bir büyüme varSUDER Başkanı Adnan Çavuş, ambalajlı su sektörünün son 5 yıllık süreç içerisinde önemli bir büyüme ivmesi kazandığını söyledi. Çavuş, 2010 yılında Türkiyede ambalajlı su pazarı hacmi 9 milyon 300 bin litreye ulaştı. Bu hacmin 6 milyon 250 bin litresinin yüzde 67lik kısmı damacana satış kanalından, 3 milyon 50 litresinin yüzde 33lük kısmı PET satış kanalından geliyor. 2010 yılında ise ambalajlı su pazarı yüzde 3 büyüyerek 9 milyon 300 bin litre oldu. Kişi başına tüketim de yılda 128 litreye çıktı. 2011 yılında sektörün yüzde 5 büyüyerek 9 milyon 800 bin litre olması bekleniyor. Türkiye ambalajlı su pazarı, rakamlardan da görüleceği üzere devamlı artma eğilimi içinde. Çünkü Türkiyenin kişi başına su tüketimi gelişmiş ülkelere göre düşük. Gelir seviyesi arttıkça ve bilinçli tüketim geliştikçe ambalajlı su tüketimi de buna bağlı artacak diye konuştu.PET şişe ve damacana ambalajlı suyla ilgili yapılan tartışmalara da değinen Çavuş, şunları söyledi: Cam, antik çağlardan bu yana gıda ambalajında kullanılıyor. Cam kapların en önemli avantajı içine konulan gıdanın tadını değiştirmemesi, iç basınca ve sıkıştırmaya karşı kabın dirençli olması. Bunun yanında bu maddeler ısıl işlem gerektirmiyor ve şişeler toplanarak tekrar dolumda kullanılabiliyor. Cam kap geçirgensizliği ile su kaybına, oksijenin kabın içine girerek maddenin bozulmasına veya başka maddelerin kokularının sinmesine engel olması sebebiyle gıda sanayinin birçok ürünü için güvenli paketleme malzemesi. Öte yandan camın ağır oluşu taşımada daima sorunlar oluşturuyor. Darbe, termal şok ve aşırı iç basınç gibi etkilerle kolaylıkla kırılması camın kullanılmasını oldukça sınırlıyor. Cam bu anlamda üretim, taşıma, depolama ve satışta sorunlar oluşturuyor. Bu nedenlerden dolayı PET ambalajın yerine ikame edilmesi güç.Damacana ve PET şişe ambalajlamanın yasaklanmasını gerektirecek herhangi bir bilimsel verinin olmadığının altını çizen Adnan Çavuş, Polikarbonat ve PET şişeler, sağlıklı suyun tüketicilerimize ulaştırılması için uygun ve güvenli ambalaj malzemesi. Sektörümüzde kullanılan ambalajlar, Türk Gıda Kodeksine uygun olarak Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından gerekli analizleri yapıldıktan sonra yine Bakanlığın izni ve denetimi altındaki ambalaj tesislerinde üretiliyor şeklinde konuştu.İddiaların bilimsel dayanağı yokTürk plastik sektöründe faaliyet gösteren üretici firmaları aynı şemsiye altında toplamak amacıyla 1969 yılında kurulan Plastik Sanayicileri Derneğinin (PAGDER) Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Semerci, son aylardaki ortaya atılan iddiaların herhangi bir bilimsel araştırmaya dayanmadığını dile getirdi. Semerci, Gündemi günlerdir meşgul eden bu haberlerin toplumu yanlış yönlendirdiğini düşünüyoruz. Kamuoyunda maalesef plastiklerle ilgili doğru bilinen birçok yanlış mevcut... Plastik sektörü en hızlı gelişen ve büyüyen sektörler arasında yer alıyor. Bu sektörde var olan 6 bin işletme ve bu işletmelerde istihdam edilen 200 bin kişi adına büyük bir haksızlığa uğradığımızı düşünüyoruz. Haberlerde yapılan yanlış bilgilendirme, toplum üzerinde negatif bir plastik algısı oluşturdu. Ortaya atılan iddiaların çoğu herhangi bir kaynağa, bilimsel araştırmaya dayanmıyor tespitinde bulundu. Medyada yer alan haberlerde söz konusu edilen PET ve polikarbonatın farklı maddeler olduğunu anlatan Semerci, sözlerini şöyle sürdürdü: Ortaya atılan iddiaların çoğu herhangi bir kaynağa, bilimsel araştırmaya dayanmıyor. Medyada yer alan haberlerde söz konusu edilen PET ve polikarbonat maddeleri farklı maddeler. PET ambalajlarda bulunmayan BPA için Türk Gıda Kodeksi Gıda Maddeleri ile Temasta Bulunan Plastik Madde ve Malzemeler Tebliğinde belirlenen migrasyon limiti 0,6 mg/kg. Bu değer yurt dışında yapılan çeşitli bilimsel araştırmalar sonucunda Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından tespit edildi ve ilgili AB regülâsyonunda (2002/72/EC) da yer alan limit ile aynı. Ayrıca Dünya Sağlık Örgütü (WHO), EFSA, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) gibi uluslararası gıda güvenliği otoriteleri tarafından, PET ve polikarbonun gıdayla temasta bulunan ambalaj malzemesi olarak güvenle kullanılabileceğini belirten çalışmalar var. Ambalajlı suların, İstanbul Bölge Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğü Laboratuarında ve SGS Institut Fresenius Laboratuarlarında yaptırılan BPA migrasyon analizlerinde, yasal değer (0,6 mg / kg) bir yana bu laboratuarlarca tespit edilebilecek en alt limitlerde bile BPA migrasyonunun tespit edilemediği sonucu alındı. Konuyu bilimsel açıdan araştırarak değerlendirmek üzere Hacettepe Üniversitesi Gıda Araştırmaları Merkezi tarafından yürütülen Polikarbonat Ambalajlı Sularda Bisfenol A Migrasyonuna ilişkin kapsamlı araştırmada ise çeşitli koşullarda analiz edilen polikarbonat ambalajlı damacana sulardaki BPA migrasyonunun, AB ve ülkemiz yasal mevzuatlarında izin verilen BPA migrasyon değerinin 200 kat altında olduğu tespit edildi, sağlık açısından herhangi bir risk görülmediği de bilimsel olarak kanıtlandı. Tüm bu bilimsel kanıtlara rağmen, maalesef bazı akademisyenlerimiz, akademisyen etiğinin dışına çıkarak, herhangi bir bulguya dayanmayan iddialar ile popülizmin büyüsüne kapılarak, kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Plastiklerle ilgili gerçekler böyleyken, kanserojen olarak nitelenmelerini büyük bir haksızlık olarak görüyoruz.Tüketicilere tavsiyelerde de bulunan Semerci, insanların bilimsel veriye dayandırılmadan yapılan açıklamaları dikkate almamaları gerektiğine vurgu yaparak, plastiklerin sanılanın aksine insan hayatını kolaylaştıran bir madde olduğunu kaydetti.Sağlık Bakanlığından açıklamaSağlık Bakanlığı Bilim Kurulu, damacanaların su ambalajlamasında yasaklanmasını gerektirecek herhangi bir bilimsel verinin bulunmadığını bildirdi. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamada, Türkiyede içme suyu ambalajlamasında iki ana malzeme kullanıldığı, bunların PET ve damacana olduğu, PETde Bisfenol-Anın bulunmadığı, damacanalarda ise Bisfenol-Anın kullanıldığı kaydedildi. Sağlık açısından risk oluşturacak günlük alınan Bisfenol-A düzeyinin EFSA tarafından belirlendiği anımsatılan açıklamada, Damacana sularındaki Bisfenol-A miktarı bu düzeyin çok altında. Yapılan hesaplamalara göre bir kişinin riskli düzeyde Bisfenol-A alması için günde 600 litre damacana suyu içmesi gerekiyor ifadesi kullanıldı.Plastik şişeler risk taşımıyorPetkim Petrokimya Holding Genel Müdürü Hayati Öztürk, yaptığı açıklamada son dönemde plastiklere yönelik negatif bir imaj oluşturulmaya çalışıldığını ileri sürdü. Plastiklerin alternatif malzemelere göre bilimsel yöntemlerle değerlendirildiğinde çevre dostu olduğunu belirten Öztürk, plastiklerin enerji açısından daha verimli, insan sağlığı açısından da güvenilir olduğunu kaydetti. Son dönemde çok konuşulan Cam şişe mi? PET şişe mi? tartışmasının bilimsel açıdan çok yetersiz olduğunu ve tamamen sübjektif değerlendirmelere dayandığına dikkati çeken Öztürk, Dünyada 17-18 milyon plastik şişe tüketiliyor. Hiçbir şekilde plastiklerden suya geçen potansiyel tehlike yok. Plastik şişeler, binlerce testten geçtikten sonra dolum yapılıyor. Bu tartışmaları yaparken, ortada bilimsel bulgular olmalı. Aksi takdirde, her ürün için doğru-yanlış bir yorum yapabiliriz dedi.Bilinmeyen gerçeklerBu tartışmanın en kritik noktasında ise PET şişe üreten firmalar yer alıyor. Artenius TurkPet PET Preform Satış ve Pazarlama Müdürü Yaşar Nadir Atilla, konuyla ilgili şunları aktardı: Ambalajlı su tüketicilerine baştan şunu söylemek isterim ki PET şişeler damacana ile aynı hammaddeden üretilmez. PETin hammaddesi polietilentereftalattır ve PET şişelerin gıda ambalajı olarak kullanılması, dünyanın bu konudaki en büyük iki otoritesi olan FDA (USA) ile EFSA (EU) tarafından onaylanmıştır. Bunun yanı sıra PET şişeler ile damacanaların Sağlık Bakanlığı ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından onaylı üretim izni vardır. Pet şişelerde BPA(Bisefenol A) bulunmaz. PC damacanaların bünyesinde BPA vardır ama bunun sağlığa aykırı olması için bir yetişkinin her gün 60 damacana su içmesi gerekir. Avrupalı tüketici cam ambalajı tercih ediyorÖte yandan Avrupa Cam Ambalaj Federasyonunun (FEVE) 9 bin tüketici ile aralarında Türkiyenin de yer alığı 17 ülkede gerçekleştirdiği Ambalaj Malzemeleri ile Cam Ambalajın Tüketicilerin Yaşam Kalitesine Katkıları başlıklı araştırmasının sonuçlarına göre tüketiciler yiyecek ve içecek için ağırlıklı olarak cam ambalajı tercih ediyor. Bu tercihin başlıca sebebini cam ambalajın içindeki ürünün tadını koruması, sağlıklı ve güvenli olması oluşturuyor. Avrupa çapında 17 ülkede gerçekleştirilen araştırmada 9 bin tüketicinin ambalaj malzemeleri ile ilgili algıları ölçüldü. Bakterilere karşı doğal bir koruma oluşturan cam ambalaj, araştırma sonuçlarına göre tüketici tarafından sağlıklı bulunuyor. Araştırmaya katılan tüketiciler gıda ve içecek ambalajı olarak kullanılan ambalaj malzemelerinin içindeki ürünle kimyasal etkileşime girdiğini düşünüyor. Tüketici gözünde bu geçiş oranının cam ambalaj söz konusu olduğunda çok daha düşük bir seviyede olduğu ifade ediliyor. Araştırmaya katılanlar cam ambalajın neden doğal bir ambalaj olarak algılandığı konusu ile ilgili olarak çevresel nedenlerin üzerinde duruyor. Avrupalı tüketicilerin yüzde 50si camı çevre dostu bir ambalaj olarak ilk sıraya koyuyor.Çanak damacana üretildiÇanak ve çömlek yapımıyla ünlü Nevşehirin Avanos ilçesindeki ustalar, sağlıksız olduğu iddia edilen plastik damacanaya alternatif olarak çanak damacana üretti. Çömlek üreticisi Osman Şibik, son günlerde plastik damacanalara alternatif olarak ürettikleri su sebillerine ilginin arttığını söyledi. Şibik, Ülke gündeminde tartışılan plastik damacanalara alternatif olarak çanak damacanalar ile ülke insanına hizmet etmek istiyoruz. Yaptığımız bu ürüne talep çok fazla. Son günlerde siparişler 10 kat arttı. Hatta neredeyse güveç imalatını bırakıp küp imalatına başlayacak duruma geldik. Özellikle İç Anadolu Bölgesindeki esnaflar iş yerlerinde bu ürünlerimizi su sebili olarak kullanıyorlardı. Son çıkan haberler sonrasında neredeyse her eve bir topraktan yapılan çanak damacana girecek şekilde üretimlerimizi artırdık. Şu anda 4 tane usta sadece bunları üretiyor ifadelerini kullandı. Avanosta topraktan yapılan çanak damacanaların, içerisine konulan suyun ısısını, terleme yoluyla dışarı atarak suyu soğuttuğunu anlatan Şibik, Bu tür kaplar canlı organizmalar gibidir, suyu içine koyduktan sonra terleme yoluyla içindeki sıcağı dışarı atarlar. Böylelikle suyun soğuk kalmasını sağlarlar ve yüzde 100 doğal bir ürün olmasından dolayı da bakteri üretmezler diye konuştu.Pet kullanım kolaylığıyla, şişe ise doğallıyla ön plandaHamidiye Su, ürün gamında hem şişe su, hem de PET ve damacana ambalajlı su bulunduruyor. PET şişe yatırımına girerken cam şişeyi de üretim hatlarına eklediklerini kaydeden Hamidiye Su Genel Müdürü Kenan Kılıç, PET şişenin kullanım kolaylığı ve yaygınlığı bakımından tüm dünyada en çok talep edilen ambalaj türü olduğunu söyledi. Bunun yanında doğallığa önem veren ve ekonomik gelir seviyesi yüksek olan bir tüketici gurubunun da cam şişe suyu tercih ettiğini ifade eden Kılıç, Türkiyede cam şişe pazarında faaliyet gösteren az sayıda firma olduğunu da sözlerine ekledi. PET şişelerden ve damacanalardan içilen suların insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğine dair çıkan haberleri spekülatif bir tartışma olarak değerlendiren Kılıç, PET ve polikarbon ambalajlar tüm dünya da özellikle ABD ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere yaklaşık 40 yıldır kullanılıyor. Aslında tartışmanın başlangıcı; polikarbon biberonların, içindeki süt ya da mamayla ısıtılması ya da içine kaynatılmış sütün ve mamanın koyulmasıyla polikarbon biberonun, insan sağlığına zararlı hale gelebileceği üzerine, bilim adamlarının görüş beyan etmesiyle ortaya çıkmıştı. Bu konu daha sonra PET ve altındaki imalat kodu ile tekrardan gündeme geldi. PET şişe ve damacana sularda suyun ısıtılması gibi bir durum söz konusu olamayacağından dolayı böyle bir zarardan bahsetmek doğru değil. Şu anda dünyada suda en yaygın ambalaj PET ve polikarbon ambalajlar. Bu ambalajların üretilmesi için gerekli izinler Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından alınır. Bu ambalajların dolum tesislerini de Sağlık Bakanlığı denetler. Dolayısıyla rastgele bir üretim ve dolum olmuyor dedi. Cam şişe ambalajlı suların tüm dünyada pet şişe ambalajlara göre daha pahalı olduğunun altını çizen Kılıç, Cam şişede su elbette daha doğaldır ama bir maliyet sorunu olduğunu ve şu anda sektörün buna hazır olmadığını görüyoruz şeklinde konuştu.Cam ve su doğal bir ikiliÜrün portföyünde sadece cam şişe su bulunduran Kestane Su, özel tasarımlı cam şişesiyle de dikkat çekiyor. Kestane Su Genel Müdürü Murat Baltalı, 1954ten bu yana sadece cam şişede üretim yaptıklarını, cam ve suyun birbirini tamamlayan doğal bir ikili olduğunu dile getirdi. PET şişe ve damacana sularla ilgili çıkan iddiaların ardından cam şişe suya olan ilginin artığını belirten Baltalı, Çok uzun zamandır bizi tercih eden bir kitle vardı. Son zamanlarda bu konunun vurgulanmasıyla beraber bilinç daha da arttı. Bu bilinç düzeyinin artmasına paralel olarak eskiye nazaran talebin de fazla olduğunu söyleyebiliriz diye konuştu.Dikkat edilmesi gerekenlerSağlık Bakanlığı, damacana su kullanan vatandaşlardan şu hususlara dikkat etmelerini istedi:- Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış damacana suları kullanılmalı- Deforme veya yıpranmış damacanalardaki sular satın alınmamalı- Damacana sularının uzun süre ve direkt güneş ışığına maruz kalması önlenmeli- Damacana pompalarının ve damacana suyu kullanılan su sebillerinin temizliğine dikkat edilmeli- Damacanalar, evlerde başka amaçla kullanılmamalı- Damacanaların temizlenmesinde çamaşır suyu, fırça gibi tahriş edici maddeler kullanılmamalı ve damacana temizliği su üreticisine bırakılmalıBu haber Market dergisinden alınmıştır.