Daha az çalışan daha çok verimlilik (mi?)
Çiçeğin dikeni var diye üzüleceğimize, dikenin çiçeği var diye sevinelim. Goethe
Yükselen iş gücü maliyeti, doğallıkla beraberinde birçok analiz ve hesabı da getirdi. Kar marjlarının fazla, rekabetin ise daha az olduğu dönemlerde, ihtiyacın üzerinde çalışan istihdamı pekte yadırganan bir olgu değildi. Bugün halen norm kadronun biraz üzerinde mağaza içi istihdam sağlayan kuruluşlar var ve sanırım var olmaya da devam edecekler. Bu istihdam tarzı, bazen mağazanın genelinde, bazen de belirli bölümlerde kendini gösteriyor. Örneğin sebze meyve, et ve şarküteri gibi. Süpermarket ve hipermarketlerde nitelikli eleman bulmanın giderek zorlaştığı bilinen bir gerçek... İhtisas isteyen bölümlerde bırakın norm kadronun olup olmamasını, yetersiz bilgi ve donanıma sahip kişilerin sayısının, donanımlı kişilerden sayıca daha fazla olması, beraberinde müşteri memnuniyetsizliğini getirebiliyor. Getirebiliyor diyorum çünkü bu mutlak bir olgu değil. Olmaması içinde günümüzde yapılan onlarca yöntem ve çalışma var. Yönetimin ve eğitimin önemi burada ortaya çıkıyor. Amaç; elbette doğru kişi ama bir o kadar da doğru strateji ile.Benim asıl üzerinde durmak istediğim nokta ise; ihtisas reyonlarında maliyet odaklı olarak kısıntıya gidilmesinin ortaya çıkardığı neticeler. Burada konuyu biraz daha açmaya çalışacağım. Artan self servis satışın, çalışan başına düşen satış oranını yükseltmesi önemli bir gösterge! Burada iki nokta öne çıkıyor. Birincisi, belirli ürünler ve ambalajlarda tüketici self servis ürünlere giderek daha çok yoğunlaşabiliyor. İkinci olarak, mağaza ihtisas isteyen bu bölümde kendi bunu daha ön plana çıkarıyor ki işte burada müşteri beklentileri ile ters bir orantı kendini gösterebiliyor. Burada müşterinin beklediği hizmet ve buna paralel ek satış olanağı zaman, zaman aksayabiliyor, bu hususta kendisini satış kaybının dışında müşteri memnuniyetsizliği şeklinde de gösteriyor! (Burada ve bu yazıda indirim mağazacılığı temel alınmadı.) Dikkat çekmek istediğim bir diğer nokta ise belirli bir büyüklük ve satış hacmine ulaşmış noktalarda bulundurulan firma elemanları hususu. Bu formülde eleman adeta o mağazanın elemanı gibi çalışıyor ve çalıştığı bölümde satışları artırıcı rol oynuyor. Bu bağlamda doğal olarak işletme eleman tasarrufu doğrultusunda hareket edebiliyor. Yıllık anlaşmalar ile bağlanan bu süreçte her iki taraf da genelde memnun olmakla beraber, elemanı veren firma da çalışanını verdiği mağaza ve/veya işletmenin verimliliklerini hesap ediyor. Çünkü mağazanın veya grubun düşen satış hacimleri ya da tedarikçi şirketin eleman politikası sonucunda görevlendirilen elemanın geri alınma kararı verilmesi zaman, zaman ikili ilişkileri sarsabiliyor.Bir başka yöntem olan çapraz eğitimler alınması konusu ise her branşı kapsamakta biraz zorlanmakla beraber olumlu yansıyan branş ve işletmeler de olmuştur. Ancak bu çapraz eğitimler, hedef branşta çalışmayan farklı kişilere uygulanıyor. Örneğin, böyle bir uygulamada kasiyer eğitimi alan satış danışmanı ek olarak kasaya da geçecektir. Sürecin uzaması kendi bölümünde olası aksamalara yol açabilir. Ayrıca, hassas bir konu olan kasa tazminatı hususu da düşündürüyor. Tek şifre ile kasa açılımında bazı sıkıntılar da olabiliyor! Kasiyerlere verilen kasa tazminatı da bu konuda yeterli çözümü sağlayamıyor. Çünkü satış danışmanı muhtemelen bu tazminatı almıyor. Bu konuda bir anımsamada daha bulunalım: Tansaşta gerçekleştirilen 3 dakikada kasa açma taahhüdü. Bu süreçte mağaza yöneticileri zaten kasa bilgisine haiz ama bunun dışında farklı bölümdeki kişilere de kasa eğitimi aldırılarak bu uygulama gerçekleştiriliyor.Zaman ne kadar para demekse, çalışan maliyeti ve mağazacılık da bir o kadar hesap demek. Tıpkı mağazanın optimum verimlilik ve performans analizlerinde olduğu gibi.En önemli Temel Girdi Kriterleri içerisinde yer alan;1. Satış alanı metrekaresi2. Çalışan sayısı ileEn önemli Verimlilik Kriterleri içerisinde yer alan;1. Personel sayısı2. Personel başına satışlar.Tüm bunlarda amaç daha verimli mağazalar ve daha da verimli çalışanlara sahip olmak. Az ya da çok sayıda çalışan olsun, daha az veya çok self servis ürün olsun; bunlar işletmelerin stratejileri içerisinde yer alır. Yalnız müşteri beklentileri ile memnuniyetlerini de göz ardı etmemek kaydıyla. Unutmamalıyız ki Doğru stratejiler olmaksızın, perakendecilik bir kumardır. Günümüzde stratejisi ve planları belli olan perakendeciler daha kazançlı çıkmıyorlar mı? Verimliliklerle dolu bir yıl dilerim...