Private Label ürün yaratmak marka tesciline eş değer…

Yakın zamana kadar kısa vadeli planlamaların bir parçası olan özel marka (Private Label) ürünler, artık uzun vadeli satış hedeflerinin bir parçası olma yolunda hızlı adımlarla ilerliyor.

Üreticiyi özellikle reklam, pazarlama, stok, gibi maliyetlerden kurtaran, tüketici alışkanlıklarına göre gelişen ve büyüyen özel markalar, hem perakendecilerin hem de müşterinin son yıllarda adeta gözdesi hâline geldi.

 

Sıcak satışın en çok hareket gördüğü geniş segmente sahip zincir marketler, özel marka ürünleri, bugüne kadar bilinen markalı ürünlerle adeta yarıştırarak satışın hedefine yerleştirdi bile…

 

Satın alma davranışları açısında hem fiyat, estetik, kalite ve erişebilirlilik konusunda oldukça seçici olan müşteriye, bugüne kadar bildiği, gördüğü mevcut ürün yelpazesine rakip olarak gelişen özel marka ürünler, hem kalite hem de fiyat avantajı konusunda ki yeni ürün konumlandırmasıyla marketlerde çoktan yerini almış durumda. İşte müşterinin istediği bu kriterlerde özel marka ürünler yaratmaksa, adeta marka olmanın tesciline eş değer bir anlam taşıyor.

 

Özel marka ürünlerin hem ulusal hem de yerel zincir marketler pazarında oldukça ciddiye alındığı, daha reyonlarda gezinirken dikkatimizi çekmeye başlıyor. Bu ürünlerin, fiyat avantajı belirleyicisini müşterinin satın alma davranışından çıkarmak isteyen marketler, ambalaj tasarımından tutunda, ürün isimlendirmesi, konumlandırması ve pazarlamasına kadar her şeyi yeniden kurgulayıp kayda değer bir oyuncu olarak markalı ürünlerle rekabet yarışında varlık göstermeye başarıyor. İşte bu kayda değer oluşumda, özel marka ürünlerin markalaşması adına büyük bir katma değer sağlıyor.

 

1990 yılından sonra Türkiye de kendine özel bir yer edinen private label ürünler her geçen gün değişen ekonomik şartlarda yükselen ivmeyle kendine yer edinmeye devam ediyor.

 

Tüketici segmenti Migros, BİM, ŞOK, A101 gibi zincir marketler, müşterilerin private label ürünler karşısındaki olumsuz algılarını yıkmakta son derece yerinde adımlar atmış olmalılar ki, özel marka karşısında rekabet güçleri artarak devam ediyor. 2017 yılında sigara ve alkol hariç hızlı tüketim ürünlerinde özel marka ürünlerin payı yüzde 16'dan yüzde 18,2’ye yükselirken, (bu oran Avrupa'da halen yüzde 31,4)  özel marka ürünlerin alkol hariç gıda ürünleri kategorisindeki büyüme oranı yüzde 27’ye ulaşması, her geçen gün talebin daha da artmasına ve müşterinin özel marka ürünlere olan ilgisini daha da arttıracağını işaret ediyor.

 

Önümüzdeki yıllarda özel marka ürünler ile markalı ürünler arasındaki rekabet yarışının kıran kırana bir mücadele ile devam etmesi kaliteden ödün vermeyen özel marka ürünler için yeni markalaşma süreçlerini de beraberinde getireceğe benziyor.