Gündeme ilişkin birkaç düşünce
“Ticarette iyi olmak sanatın en şaşırtıcı dalıdır.” Andy Warhol
Gündem diye başlamak iyi de hangi gündem? Perakendede gündem oldukça yoğun ve bu yoğunluk devam da edecek gibi görünüyor. Bir yanda Ticaret Bakanı’nın açıklaması ile seçimlerden sonraya kaldığı belirtilen Perakende Yasa Tasarısı, diğer yandan konu ile ilgili olarak Rekabet Kurumu’nun çekincelerini belirttiği rapor ve devamındaki diğer açıklamalar.
Öncelikle Rekabet Kurumu’nun açıklamasından önce sektördeki bazı konular üzerindeki yorumlarımı aktarmak istiyorum. “Herkes aynı gemide.” Evet, bu görüş bence de doğru ancak aynı denizde mi demeliyiz? Ya da aynı gemide ancak farklı bölümlerde mi? Önceliklerin, sorunların ve çözüm önerileri ile yollarının farklı bağlamlarda ele alındığını öngörüyorum. Perakendenin geldiği duruma bakıldığında bu yadırganacak gibide görünmüyor. Görünmüyor olmasına rağmen, keşke bazı temel ortak konularda bir fikir birlikteliğinden söz edilebilse. Aynı işi yapanların farklı fikirde olması yadırganacak bir konu değil elbette ancak işin birde “aynı gemi” tarafı olmasa!
Bilinen bazı gelişmelerle ilgili yorumlarıma gelince… Teknoloji mağazalarında yaşanan son satın almalar açısından baktığımızda, yabancı yatırım olarak tek bir marka faaliyet gösteriyor. Birçok marka çeşitli sebeplerle birbiri ardına yatırımlarını sonlandırdı. Yaşanan bu süreç, büyük mağazaların bu konu ile ilgili bölümlerinde (bu konu sadece elektronik ürünlerle sınırlı olmadı, diğer bazı kategorilerde de kendini gösterdi) kısıtlamaya gitmelerine varacak şekilde gelişmeler yaşattı. Oysa oldukça hızlı giriş yapılan bu sektör kendi kulvarında oldukça hızlı büyüdü ve büyümeye de devam ediyor. Önemli oyuncularından birbiri ardına oldukça etkileyici büyüme rakamları gerçekleştirildi. Ancak devreye giren taksit sınırlaması ve en önemlisi cep telefonlarında taksit sıfırlaması, bu ürünlerin genel satışların içinde aldığı pay da düşünüldüğünde biraz zorlanmaya neden olacak gibi görülüyor. Ayrıca sektörün bu bölümünde biraz bekle gör, birazda taksitlerle ilgili iyileştirme beklentileri var. Çünkü beyaz eşyada işin içine katıldığında kampanyaların ve ödeme kolaylıklarının yoğun uygulandığı bir alan bu.
Bir süredir önemli gelişmelerin yaşandığı diğer bir pazar da indirim mağazacılığı pazarı. Tek kutuplu bir sürece doğru giden bu kulvarda birçok yeni gelişme olabilir. Yüksek mağaza sayısı ve private label ürün uygulamalarının önemli olduğu bu formatta gidilecek uçsuz bucaksız bir alan görülmekle beraber, bu alanın yapılan yanlış yatırımlar açısından da çok büyük kayıpları beraberinde barındırdığı unutulmamalı! Bu konuda satışların bittiğini ve taşların yerine oturduğunu söylemek bence mümkün değil! Ancak ekspres ve mini mağaza formatında yeni ve güçlü oyuncularında yer aldığı ve almaya hazırlandığı bu formatı, hard discount pazarından biraz daha ayrı izlemek ve yorumlamak gerekebilir. Ekspres ve mini mağazalar kendilerini hard discounta endekslemeyip, esnek bir SKU sayısı, biraz daha self servis ağırlıklı mağazalar ve doğru stratejiler geliştirmeliler. Süper ve hipermarket konseptine gelince, bu konuyu sonraki yazımda işleyeceğim.
Gelelim Rekabet Kurumu’nun konu ile ilgili görüşlerine;
Üreticiden ek bedel talebi tüketicinin lehine
11’inci maddede, “üretici veya tedarikçiden yeni mağaza açılışı, tadilat, ciro açığı, banka ve kredi kartı katılım bedeli gibi adlar altında ürün talebini doğrudan etkilemeyen bir prim veya bedel talep edilemeyeceği” düzenleniyor. Kuruma göre “ürün talebini doğrudan etkilemeyen” kıstası sübjektif.
Market markalarına sınırlama rekabete aykırı
13’üncü madde, mağaza markalı ürünlere sınırlama getirmiyor ancak “gerekli görüldüğü takdirde” sınırlama öngörüyor. Kurumun bu maddeyle ilgili değerlendirmesi şöyle, Sınırlama ihtimalinin yarattığı belirsizlik planlanan yatırımları olumsuz etkileyebilir. Ülkemizin yüzde 10 seviyelerinde olan mağaza markalı ürün oranı, gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde. Bu ürünlere tüketici talep gösteriyor. Bu konu pazardaki rekabetin önemli unsurlarından biri. Sınırlandırılmasına yönelik bir düzenlemeye gerek yok.
Kampanyalara sınır tüketici için olumsuz
Tasarının 14’üncü maddesi indirim ve kampanya dönemlerini sınırlıyor. Rekabet Kurumu bu sınırlamanın “uygulaması ve takibinin zor, tüketiciler açısından olumsuz sonuçlarının olacağı” görüşünde. Görüş notunda, “Tüketicilerin kampanyalı ürün satışlarından daha uzun süreyle yararlanması mümkün olabilecekken (örneğin kampanyadaki ürün stoku bitene kadar) bu imkânın yasa ile sınırlandırılmasının uygun olmadığı düşünülmektedir. Ayrıca perakendeciler arasındaki rekabetin unsurlarından biri olan kampanyalı satış ve indirimlerin zamanlama ve süresinin sınırlandırılması rekabeti azaltabilecektir. Bunun dışında satış kampanyalarının mal ve hizmetin kalitesine ve/veya fiyatına ilişkin yanıltıcı bilgi içermesinin düzenlenmesi mümkün olmakla birlikte bu konunun hâlihazırda Türk Ticaret Kanunu’nun 55’inci Maddesinde düzenlendiği görülmektedir” deniliyor. Kurulun görüşü, bu maddenin tasarıdan çıkarılması, sadece kampanyalarının, mal veya hizmetin fiyatına ve /veya kalitesine ilişkin yanıltıcı nitelikte olamayacağına yer verilmesi yönünde ve belirsiz. Yeni mağaza açılması veya kredi kartı ile alışveriş imkânı ürün talebini etkiler. Perakendecilerin üretici/tedarikçilerden aldığı indirimlerin, ek bedellerin her durumda olumsuz olarak değerlendirilmesi mümkün değil. Organize perakendecilerin pazarlık gücünü kullanarak daha avantajlı ürün temin edebilmeleri nihai tüketicilere yarar sağlayabilir. Bu bedellerin ürün cirosunun yüzde 2’siyle sınırlandırılması tüketiciye olumsuz yansır. Bu bedellerin yazılı bir sözleşmeye dayalı olması pazar koşullarına daha uygun.”
Kaynak: Perakende.org (özetle)